~ İslam'a Dair Ne varsa! ~

Pastane Poğaçası Tarifi


Pastane Poğaçası Tarifi

          Bir çoğumuz yaptığımız poğaçalar pastane poğaçası gibi olsun isteriz. Tabi dışarıdan almak yerine neden kendimiz yapmayalım öyle değil mi? Bu enfes poğaça tarifini sizlerle paylaşmak istiyorum. Yapanlar ortaya çıkan lezzetten çok memnun. Şimdiden ellerinize sağlık.

Malzemeler

1 adet yumurta

2,5 su bardağı un

1 çay kaşığı tuz

1 tatlı kaşığı şeker

1 yemek kaşığı instant maya

125 gr margarin

Yarım çay kaşığı mahlep

Yarım çay bardağı su

Not : İçi için peynir, patates, kıyma tercih edebilirsiniz. Üzeri için yumurtanın sarısını kullanmanız gerekiyor.

Yapılışı

          Yumurta, un, tuz, şeker, instant maya, yumuşatılmış margarin, mahlep ve suyu derince bir kabın içinde yoğurmaya başlayın. Hamur kulak memesi kıvamına gelene kadar devam edin. Hamuru 2 saat kadar ağzı kapalı şekilde dinlenmeye bırakın. 
          İki saat sonra hamuru alın ve bir kaç dakika yoğurun. Bir poğaça olacak büyüklükte yuvarlak yuvarlak bezelere ayırın. El yordamıyla hafifçe açın ve içine malzemesini koyun. Böylece hazırladığınız poğaçaları yağlı tepsiye dizin. 45 dk kadar tepside poğaçaları öyle bekletin ve biraz kabarmasını sağlayın. Sonra üzerine yumurta sarısını sürüp çatalla çizebilirsiniz. Ve artık fırına atmak için poğaçalar hazır. Üzerleri kızarana kadar pişirin.
...Afiyet olsun...

Kültürümüzün Önemli Parçası : Ebru Sanatı

Türk kültürünün  parçası olan Ebru sanatı bir kağıt süsleme sanatıdır.
Kitreyle yoğunlaştırılmış suyun üstünde hazırlanmış boyalarla oluşturulan desenlerin kağıt üzerine aktarılmasıyla yapılır.

Kültürümüzün Önemli Parçası : Ebru Sanatı
SİZLER İÇİN EBRU SANATIMIZIN MALZEMELERİNİ VERMEK İSTİYORUM.
 Eminim bu sanatı denediğinizde vazgeçemeyeceksiniz. Sizi rahatlatan etkisini fark edeceksiniz.

 Malzemeler
  • 1.Kağıt :  Asitsiz ve emici özelliği fazla olan 1. Kalite kağıt tercih edilmelidir.
  • 2.Kitre : Suya yoğunluk veren maddenin adı kitredir.
  • 3.Öd : Büyükbaş hayvanların safra kesesinden elde edilen öd , boyanın suda açılmasını sağlar.
  • 4.Boya: Doğadaki metal oksitlerden elde edilen Toprak boya da denilen boyalar kullanılmaktadır.
  • 5.Fırça: At kılından yapılmış fırçalar kullanılmaktadır.
  • 6.Tekne: Metal  veya tahtadan yapılmış kaplardır.
  • 7. Su: Saf su tercih edilmelidir.

EBRU SANATININ YAPILIŞI
  • İlk olarak teknenin içinde Kitreli su karşımı hazırlanır. İstenilen kıvamın yakalanması için hazırlanan sıvı ince bir tülden süzdürülür. Böylece ilk aşama olan teknenin su hazırlanmış olur.
  • Malzeme listesinde bahsettiğim toprak boya ezilerek ve ödle karıştırılarak resmimizde kullanılacak hale gelmesi için bir süre bekletilir.( 15-30 gün)
  •  Hazırlanan boyalar fırça ile teknedeki suya damlatılır. Sonrasında ince darbelerle istediğiniz şekilleri meydana getirebilirsiniz.
  •  Son olarak birinci kalite parlak kağıdı tekneye serip düz bir şekilde kendimize doğru çekebilirsiniz.
Eminim denemesi çok keyifli olacak.
Yapacak olan okuyucularımıza kolay gelsin elinize sağlık diyorum.


Kasım 2014
 Ebru Sanatı UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Hükümetler arası Komite toplantısında dünyanın ortak mirası olarak kabul edildi. Bu özel sanatımızı dünya ile paylaştığımız için gurur duyduk.



                                                                                                          



İslamda Yalan Söylemek



İslamda Yalan Söylemek

Yalan söylemenin dinimizdeki yeri nedir?
Yalan, günahların en çirkini, ayıpların en fenası, kalbleri karartan bütün kötülüklerin başıdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
  • (Yalan, rızkı azaltır.) [Ebuşşeyh, İsfehani]
  • (Yalan, nifak kapılarından biridir.) [İbni Adiy]
  • (İman sahibi, her hataya düşebilir. Fakat, hainlik yapamaz ve yalan söyleyemez.) [İbni Ebi Şeybe, Bezzar]
  • (Doğru olun, doğruluk iyiliğe, iyilik ise, Cennete çeker. Yalandan sakının, yalan fücura, fücur ise Cehenneme götürür.) [Buhari]
(Sözle çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan fitne gibidir. Yalan Kur’an-ı kerimde de, hadis-i şeriflerde de büyük günah olarak bildirilmektedir. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
  • (Allah’ın âyetlerine inanmayanlar, ancak yalan uydurur.) [Nahl 105]
Görüldüğü gibi yalan söylemek imana zıttır. Dört hadis-i şerif meali şöyledir:

  • (Yalan, imana aykırıdır.) [Beyheki]
  • (Yalan, münafıklık alametidir.) [Buhari]
  • (Şu üç şeyden biri bulunan kimse, namaz kılsa da, oruç tutsa da münafıktır: Yalan söylemek, sözünde durmamak, emanete hıyanetlik.) [Buhari, Ebu Davud]
  • (Müminde her huy olabilir. Ama, hain olmaz ve yalan söylemez.) [İbni Ebi Şeybe, Bezzar]
  • Yalanın zararları ile ilgili birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
  • (Yalan, Cehennem kapılarından bir kapıdır.) [Hatib]
  • (Yalandan sakının! Çünkü yalan günaha, günah da Cehenneme sürükler.) [Buhari]
  • (Yalan rızkı azaltır.) [İsfehani, Ebuşşeyh]
  • (Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona hıyanet ve yalan söylemez.) [Tirmizi]
  • (Danışana, yalan söyleyen ona hıyanet etmiş olur.) [İbni Cerir]
Güldürmek için, şakadan da olsa yalan söylemek de caiz değildir.
Bir hadis-i şerif meali:
(İnsanları güldürmek için yalan söyleyenlere, yazıklar olsun!) [Ebu Davud]
Hazret-i Abdullah bin Âmir anlatır:
Ben küçükken, Resul-i Ekrem evimize gelmişti. Oynamaya giderken, annem bana, (Abdullah gel, sana bir şey vereceğim) dedi. Resul-i Ekrem, (Ona ne vereceksin?) buyurdu. Annem de (Hurma vereceğim) dedi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Eğer bir şey vermeyip aldatmak için söyleseydin, yalan günahı yazılırdı.) [Şir’a]
öylemek, iftira etmek ile çıkarılan fitne, kılıçla çıkarılan fitneden de kötüdür.) [İbni Mace]
(Pazarcıların çoğu facirdir! Çok yemin ederek günaha girerler ve yalan söyleyerek alış-veriş yaparlar.) [Hakim]
(Aldatan Cehennemdedir.) [Taberani]
Peygamber efendimiz, yalan söyleyenin ağzının bir taraftan kulağına kadar demir çengelle yırtılacağını, diğer tarafa geçildiğinde, önceki yırtılan tarafın iyi olacağını, sonra iyi olan tarafın tekrar yırtılarak bu şekilde kıyamete kadar, kabrinde azabın devam edeceğini bildirmiştir. (Buhari)
Bir kimse, Peygamber efendimize dedi ki:
– Bırakamadığım üç günaha tutuldum. Bunlar, zina, yalan ve içki.
Peygamber efendimiz de buyurdu ki:
– Yalanı benim için terket!
Adam, peki diyerek gitti. Bir günahı işleyeceği zaman, (Eğer bu günahı yaparsam, Resulullah sorduğunda, evet dersem suçum meydana çıkar. Hayır dersem, yalan söyleyerek verdiğim sözü tutmamış olurum) diye düşündü. Diğer iki günahtan da vazgeçti. (Şir’a)
Büyükler buyuruyor ki:
Oğlum, yalandan sakın, o serçe eti gibi tatlıdır. Ondan az kimse kurtulur. (Lokman Hakim)
Allah indinde en büyük hata, yalan konuşmaktır. (Hazret-i Ali)
Yalancı ile cimri Cehenneme girer. Fakat, hangisi daha derine atılır, bilmem. (Şabi)
Doğru ile yalan, biri diğerini çıkarıncaya kadar kalbde boğuşur. (Malik bin Dinar)
İçi dışına, sözü işine uymamak, nifaktandır. Nifakın temeli ise yalandır. (Hasan-ı Basri)
Eshab-ı kiram indinde yalandan daha kötü bir şey yoktur. Çünkü, onlar, yalanla imanın bir arada bulunamayacağını bilirlerdi. (Hazret-i Âişe)
Yalan yere yemin ederek başkasının hakkını almak günah değil midir?
Yalan yere yapılan yemine, yemin-i gamus denir. Günaha, Cehenneme sokucu yemin demektir. Peygamber efendimize, (Yemin-i gamus)un ne olduğu sorulunca,

 (Yalan yere yemin ederek Müslümanın malını almaktır) buyurdu. (Buhari)
Yalan yere yemin ederek birisinin malını almak, büyük günahlardandır.

 Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
  • (Bir müslümanın malını, haksız olarak almak için yalan yere yemin eden, Hak teâlânın gazabına uğrar.) [Buhari]
  • (Birinin malını almak için yalan yere yemin eden, Allahü teâlânın huzuruna cüzzamlı bir facir olarak çıkar.) [İbni Mace]
  • [Facir; fitneci, fesatçı, günahkâr kimsedir.]
  • (Yalan yere yemin etmek, evleri harap eder.) [Beyheki]
  • (Yalan yere yemin eden, Cehenneme gidecektir.) [Hakim]
  • (Yalan yere yemin, malın yok olmasına sebep olur.) [Bezzar]
  • (Yalan yere yemin ederek, bir Müslümanın malını alana, Cennet haram, Cehennem vacip olur.) [Hakim]
Yalan yere yemin ederek, başkasının malını alan kimse, pişman olursa aldığı malı sahibine, sahibi ölmüşse, vârislerine vermelidir! Vârisleri de yoksa, fakirlere vermelidir! Malını aldığı kimselerle helalleşmeli, onlara dua etmelidir.
Yalan hangi hallerde caizdir?
Yalan söylemek haramdır, çok büyük günahtır. Ölmemek için leş yemek caiz olduğu gibi, ölümden kurtulmak için yalan söylemek de caizdir. (Hadika)
Hazret-i Sevban buyurdu ki: (Her yalan günahtır. Ancak bir Müslümana faydası dokunan veya bir Müslümanın zararını kaldıran yalan bundan hariçtir.)
Yalanın caiz olduğu yerlerden bazıları şunlardır:
  • 1- Savaşta:

Hazret-i Ali otururken düşmanın biri, aniden karşısına kılıçla çıkıp, (Şimdi seni benim elimden kim kurtarabilir?) der. Hazret-i Ali de, parmağı ile adamın arkasını gösterip (Peki dövüşelim; fakat iki kişiyle mi?) der. Düşman, arkamdaki kim diye bakınca, Hazret-i Ali, kılıcını çekip, düşmanını zararsız hâle getirir. Düşman, oturan insana yaptığı kendi hilesini görmeden (Bana hile yaptın?) der. Hazet-i Ali de, (Ama asıl sen beni gafil avlayacaktın ya) der ve şu hadis-i şerifi bildirir:
(Harb hiledir.) [İbni Sünni, İbni Lal]
  • 2- İki Müslümanı barıştırmak için: 

Üç günden sonra dargın durmak günahtır. Dargın olan iki Müslümanı barıştırmak için aralarını bulucu yalan söylemek caizdir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
  • (İki kişinin arasını bulmak, nafile namaz, oruç ve sadakadan daha faziletlidir.) [Tirmizi]
  • (İki kişinin arasını düzeltmek ve hayırlı iş için söylenen söz, yalan sayılmaz.) [Müslim]
  • (İki Müslümanı barıştırmak için, birbirlerine iyi söz getirmek yalan sayılmaz.) [İbni Lal]
Peygamber efendimiz gülümsediği zaman, Hazret-i Ömer sebebini sual edince, buyurdu ki:
(Ümmetimden iki kişi, Allahü teâlânın huzuruna çıktı. Birisi dedi ki:
-Ya Rabbi, bu adamdan hakkımı al!
Allahü teâlâ buyurur:
– Bu adamın hakkını ver!
-Ya Rabbi, bir iyiliğim kalmadı ki nasıl vereyim?
Allahü teâlâ hak sahibine buyurur:
– Bu adamın iyiliği kalmadı. Ne yapacaksın?
– Günahlarımı alsın!
Bu arada Peygamber efendimiz ağlayarak (O gün öyle dehşetli bir gündür ki, o gün başkalarının günahlarını yüklenmek şöyle dursun insan kendi günahının yükünü çekemez.)
Allahü teâlâ, hak sahibine buyurur:
– Başını kaldırıp Cennetin şu muhteşem köşklerine bak!
Hak sahibi baktıktan sonra der ki:
– Evet görüyorum. Bu muhteşem köşkler, hangi şehid, hangi sıddık veya hangi peygamberindir?
– İşte o gördüğün göz kamaştırıcı köşkler, bedellerini ödeyenler içindir.
-Ya Rabbi bunların bedellerini kim ödeyebilir?
– Sen ödeyebilirsin.
– Nasıl ödeyebilirim, neyim var ki?
– Hakkını bu kardeşine bağışlamakla bu köşke sahip olursun.
– Bağışladım ya Rabbi.
Allahü teâlâ buyurur ki:
– Haydi kardeşinin elinden tutup Cennete girin!
Peygamber efendimiz devamla buyurdu ki:
(Allah’tan korkun ve aralarınızı düzeltmeye çalışın! Zira Allahü teâlâ, kıyamet gününde sizin aralarınızı düzeltir.) [Harâiti]
  • 3- İki Müslümanın aralarının açılmasını önlemek için:

Araları bozulmak üzere olan iki Müslümanın aralarının açılmasını önlemek için yalan söylemek caiz olur. İyiliğe vesile olan yalan, fitneye sebep olan doğrudan makbuldür.
  • 4- Eşi ile iyi geçinmek için:

Eşler birbirini idare etmek için yalan söyleyebilir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Eşini idare etmek için yalan söylemek caizdir.) [İbni Lal]
(Eşler birbirini idare etmek için yalan söylerse günah olmaz.) [Müslim]
İbni Erkam hazretleri, Hazret-i Ömer’e, (Eşim beni sevmiyor. Sevmediğini de yüzüme karşı söyledi. Böyle bir eş ile yaşamak istemem) dedi. Hazret-i Ömer, kadına (Niçin kocanızın yüzüne karşı öyle söylediniz) buyurdu. (Yalan söylememek için. Yoksa burada yalana izin var mıdır?) dedi. Hazret-i Ömer, (Elbette burada yalan söylemeye izin vardır. Bir kadın, kocasını sevmese de, onu üzmemek için, yalan söylerse günah olmaz) buyurdu.
  • 5- Zalimden, bir Müslümanın bulunduğu yeri gizlemek için.
  • 6- Müslümanın malını zalimlerden korumak için.
  • 7- Müslümanı memnun etmek için: 

Bir arkadaş beğenip bir kravat alsa veya bir elbise diktirse, bu bizim hoşumuza gitmese de, bu elbise size çok yakışmış demek caiz olan yalana girer. Bir Müslümanı sevindirmek için bir bahane aramalıdır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Farzdan sonra Allahü teâlânın en çok sevdiği iş, bir mümini sevindirmektir.) [Taberani]
Genel olarak kadınlar, süse düşkündür, giyimlerine dikkat ederler. Aldığı bir elbise için, (Bu elbise, sana ne kadar da güzel yakışmış?) demek, yalan olmaz. Çünkü dinimiz, hanımla iyi geçinmek için yalan söylemeyi caiz görmüştür. Hele haklı bir takdiri esirgemek ahmaklıktır.
  • 8- Müslümanın günahını, sırrını ve aybını gizlemek için:

Müslüman gencin biri, iftiraya uğrar. Sonunda idama mahkum olur. İnfaz saatini beklerken, kendisine iftira edenlere, bu arada hükümdara ağzına gelen sözleri sarf eder, sövüp sayar. Bu acı acı bağırmalar, bir müddet devam eder. Hükümdar, saraydan bu feryatları duyar. Fakat ara uzak olduğu için ne söylediğini anlayamaz.
İki vezirinin yanına giden hükümdar, bu gencin neler söylediğini sorar. Birinci vezir, “Hükümdarım bu genç, (Allah, affedenleri aziz eder) hadis-i şerifini söylüyor, “Affedenlerin yeri Cennet” diyor. Sizden af talebinde bulunuyordu” der. Bu söz, hükümdarın hoşuna gider. (Bu genci affettim, serbest bırakın) der. İkinci vezir, hemen atılır: “Haşmetli hükümdarımız, bu veziriniz, zat-ı âlinize karşı, yalan söylüyor. Genç, af istemiyor, size sövüp sayıyordu” der. Hükümdar der ki: (Bre vezir, sen yersiz doğru söylemekle, iki kişinin ölümüne sebep olmak istiyorsun. Şu vezirin yalanı ise bir canı kurtarmıştır. Unutma ki, iş bitiren yalan, fitneye sebep olan doğrudan iyidir.)
Hükümdar, yersiz doğru söyleyen veziri azleder, yerinde yalan söyleyerek bir suçsuzu idamdan kurtaran veziri de kendisine sadrazam yapar.
  • 9 – Fakire ikram için:

Biz satıcı olsak, fakir birisi de gelip beğendiği bir malı almak istese, fakat pahalı gelse, biz o malı on milyona almışsak, fakire, biz bu malı beşe aldık, bir milyon kâr ile size altıya satabiliriz desek bu caizdir, günah olmaz.
  • 10 – Haklı iken, karşısındakine sen haklısın demek:

Eşin biri diğerine sen haklısın derse geçim olur. İkisi de ben haklıyım derse geçim olmaz. İkisi de sen haklısın derse, o zaman o evde ilahi aşk başlar. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
  • (Allah rızası için affedeni, Allahü teâlâ yükseltir.) [Müslim]
  • (Affedin ki affedilesiniz!) [İ. Ahmed]
  • (Kaba davranana nazik davranır, zulmedeni affeder, sizi mahrum edene ihsan eder, sizden uzaklaşana yaklaşırsanız yüksek derecelere kavuşursunuz.) [Bezzar]
Daha bunun gibi şeylerde yalan söylemek caizdir. Mesela içki içen veya başka bir günah işleyen kimseye sen günah mı işliyorsun diye sorduklarında, kötü örnek olmamak için, hayır günah işlemedim diyebilir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kötü şeyler yapan, bunları gizlemeye çalışsın!) [Hakim]
Büyükler yalan söylemek gerekince, sözün manasını değiştirerek, doğru söylemeyi tercih etmişlerdir. Mesela Muaz ibni Cebel hazretleri, vazifesinden dönünce, hanımı (Bu kadar çalıştın, zekat topladın, bize ne getirdin?) dedi. O da, (Beni gözeten vardı, bir şey getiremedim) dedi. O, gözetenden Allahü teâlâyı kastetti. Hanımı ise, Hazret-i Ömer’in onu kontrol eden birini gönderdiğini sandı. Hanımı, Hazret-i Ömer’in evine gidip, kızarak, (Muaz, Resulullahın ve Ebu Bekr-i Sıddık’ın yanında emin idi. Siz niçin onun peşine adam takıyorsunuz?) dedi. Hazret-i Ömer, Hazret-i Muaz’dan işin aslını öğrenince, hanımına bir miktar hediye gönderdi.

Filografi Nedir?




Filografi Nedir?


Filografi Orta Doğu'da doğmuş ve Avrupa'dan uzak doğuya kadar yayılmış ancak yapımının zor olduğu düşüncesiyle yok olmaya yüz tutmuş bir el sanatıdır. Osmanlı döneminde el sanatlarına önem verildiği için Osmanlının da benimsemiş olduğu bir sanat eseridir.

İla Yevmil Kıyame

Copyright © Tesettür, Makale, Yaşam | Powered by Blogger