.png)
12 MADDE DE ÖRTÜNME GERÇEĞİ
İslâm'a göre kadının yabancı erkeklerle olan ilişkilerde
giydiği elbisenin taşıması gereken özellikleri şöylece sıralayabiliriz:
1. Kadının kıyafeti; genel olarak (el ve yüz dışında) bütün
vücudu örtmesi gerekir. Giyilen örtü; saçları da içine alacak şekilde bütün
vücudu kapamalıdır. Vücudu, el ve yüz dışında hangi elbise kapatıyorsa, ismi ne
olursa olsun kadın onu giyebilir.
2. Elbise vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde bol olmalıdır.
Kadının dar elbise giymesi dinimizce yasaklanmıştır. Vücut hatlarını belli eden
dar elbiseler giyen kadınların "giyinik çıplak" ve
"cehennemlik" olduğunu peygamberimiz hadisinde haber vermektedir.
Şu hususu belirtmeliyiz ki haram olan dar giysiden kastımız
giyilen dış elbisenin dar olmasıdır. Bunun dışında, bol pardesü ve çarşafın
altına giyilen, büluz ve gömleklerin dar olmasında sakınca yoktur. Önemli olan
dar bir kıyafetle dışarı çıkmamak ve erkeklere karşı, dar giysilerle vücudu
teşhir etmemektir.
Günümüzde caddelerde, dar bir buluzla göğüslerini ve belini,
dar (streç) pantolon ile kalça ve bacaklarını dışa vuran kadınlar "giyinik
çıplak"lar hükmündedir.
3. İslâmî elbisenin bir özelliği de şeffaf ve ince
olmamasıdır. İslâm, kadın teninin rengini gösteren kıyafetleri yasaklar. Hicâbtan
maksat gizlemektir. Peygamberimiz, ince elbise giyen hz. Esma'dan yüzünü
çevirerek böyle giyinmesini menetmiştir.
Elbisenin ince (şeffaf) olmamasından kastımız "tenin
rengini belli etmemesi" dir. Bir başka rivayette "kadının
kemiklerinin iriliğini erkeklere göstermemek" olduğu belirtilmektedir.
Dışarıdan bakıldığında elbisenin içinden insanın teni
görünüyorsa -elbise ister kalın, ister ince olsun- böyle bir elbise ile setr-i
avretin hasıl olmayacağı belirtilmiştir. (fıkhî risaleler, dr. Faruk beşer seha
yay. S. 53.)
4. Müslüman kadınların giysisi, kafir kadınların giysilerine
de benzememelidir. Bir hadislerinde: "bir topluluğa benzemeye çalışan
kişi, benzemeye çalıştığı toplumdandır." (ebu davud, libas, 4) buyuran
peygamberimiz hz. Muhammed (sav), başka din ve başka kültürden kadınlar gibi
giyinen kadınların, onlara benzeyip onlardan olacağını açıkca beyan etmiştir.
Bu konuya Abdullah Bin Amr'ın (Radıyallahu anh) şu rivayeti de açıklık
getirmektedir: "Resûlullah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) benim üzerimde dikkat çekici, altın
renginde bir çeşit boya ile boyanmış iki elbise görünce şöyle dedi:
"bunlar kafirlerin elbiselerindendir, onları giyme!"
Bu ölçüleri verdikten sonra, bir de şimdiki halimizi
düşünelim. Her çağda, kadın olsun erkek olsun, kafirlerin elbiselerine benzer
kıyafetler, yüce dinimiz tarafından müslümanlara yasaklanmışken, bugünkü
halimiz herhalde pek iç açıcı olmasa gerek.
Şöyle bir düşünsek; halkı müslüman ülkelerin sokaklarındaki
açık kıyafetli bir müslüman kızını, bir alman, bir ingiliz ya da fransız
kızlarının arasına koysanız, acaba bunlar arasından ‘müslüman’ diye anılan kızı
ayırdedebilir misiniz?
Sanırız hayır! O kadar birbirlerine benzeyeceklerdir ki
bunlar arasında ‘müslüman’ olduğunu söyleyen kızın seçilmesi belki mümkün
olmayacaktır.
Herkesin giysisi onun görüş ve yaşayışıyla ilintilidir,
özündeki birikimin dışa vurmuş şeklidir ve kişiliğinin somutlaştırıcısıdır. Ve demekteyiz
ki herkesin giysisi, kişinin onun aracılığıyla konumunu başkalarına ilan ettiği
ve onunla kendisini tanıttığı şiarıdır. Yani müslüman kızın giydiği kıyafet,
dininin şiarı, simgesi olmalıdır.
İmanlı kadına yaraşan, kendi inancına uygun ve onu yansıtıcı
elbiseleri giymektir. Kâfirlere benzer biçimde giyinmekten kesinlikle
kaçınmalıdır.
5. Bir kadının giyimi, kibir maksadı taşımamalıdır. Hadîs-i
şeriflerde "şöhret" karşılığı olarak geçen kibir maksadıyla giyim
haram kılınmıştır.
İbnül esir der ki: "şöhret" bir şeyin açıkça
meydana çıkmasıdır. Burada maksat, giydiği elbisenin renkleri başkalarının
renklerinden farklı olduğu için elbisesini insanlar arasında rahatlıkla
görülsün ve böylelikle herkes ona bakarak, o da onlara karşı kibirlenerek ve
kendini beğenerek büyüklenme (tekebbüre) kapılsın diye giyinen kimsedir.
Yüce peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyururlar: "Kibirden
dolayı elbiselerini sürüyen kimseye, kıyamet gününde rahmet nazarıyla allah
bakmaz." (Buhari, libas, 20; müslim, libas, 42, 4)
"Kibirlenme ve çalım satma (gösteriş) olmadığı halde
(bunlardan uzak kalarak) ye, iç ve giy." (ebu davud)
Bir müslümanın giyimi, başkalarını küçümsemek ve hava atmak
için değil, allah rızasına ve tevazuya uygun olmalıdır.
6. Müslümanın elbisesi her an temiz olmalıdır. Kıyafetin temiz
olması, aynı zamanda ibadet etmenin de şartlarındandır.
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) hadîsinde şöyle buyurur: "ashabım! Sizler
mü'min kardeşlerinizin yanına varacaksınız. Binaenaleyh bineklerinize dikkat
ediniz. Kıyafet ve elbiselerinizi düzeltiniz ki insanlar arasında parmakla
görülebilecek gibi olasınız. Çünkü allah çirkinliği, çirkin söz söylemeye
özenenleri sevmez.” (riyazüs salihin, 11/196)
7. Bir insanın elbisesi sade ve güzel olmalı ve süslü,
dikkat çekici özellikler taşımamalıdır. (yabancı erkeklere karşı) islâmi
örtünmenin bu özelliğini nur suresinin 31. Ayetindeki "süslerini
göstermesinler" ifadesinden öğreniyoruz.
Giysi başlı-başına ziynet olmamalıdır. Kadının dışarı
çıktığında giydiği elbiseye erkeklerin bakışlarının takılmaması için dış elbise
ziynet (süs/süslü) olmamalı yani sade olmalıdır.
Bunun delili şu ayet-i kerimedir: "evleriniz de oturun,
ilk cahiliye devri kadınlarının açılıp saçıldığı gibi açılıp saçılarak
yürümeyin." (ahzab sûresi, 33)
Peygamberimiz bir hadîs-i şerifinde: "giyimde sadelik,
imandandır." (ebu davud, tereccül, 2) buyurur.
Bir toplumda bazı kadınların aşırı derecede süslü, dikkat
çekici ve pahalı elbise giymesi, toplumdaki dengeyi bozar ve toplumda gösterişi
hakim kılar. İslâma göre, insanların üstünlüğü elbiseyle değil ancak takva ile
belirlenir.
Kur'an'a göre, elbise vücudu sadece örtmekle kalmaz, insanı
aynı zamanda takvaya götüren bir araçtır. İslâm, takvayı (iç ve dış bütünlüğü)
zedeleyen lüks ve dikkat çekici elbiselerin de giyilmesini hoş görmez.
İslâm dini, bir kadının israfa kaçıcı, lüks, renk cümbüşü,
parlak v.b.g. Özelliklere sahip elbise giymesini tasvip etmez.
Günümüzde bazı bayanlar örtündüklerini zannederek dikkat
çekici renklere (fosforlu, albenili renklere) bürünmekte ve erkeklerin
dikkatini çekmektedirler. Bu kişiler, başları örtülü de olsa çarpıcı renklere
büründüklerinden dolayı, hakiki manada örtünmenin gereğini yerine getirmiş
sayılmazlar. Örtüden amaç kadının zinetini saklamaktır. Bunun da siyah ya da
koyu renklerle daha iyi yapılacağı açıktır.
Tesettür emri ilk vahyedildiğinde ensar kadınlarının siyah
elbiseler giydiklerini sabuni, "ahkamül kur'an" adlı eserinde haber
vermektedir. Yine habibe binti abbad adlı hanım sahabinin "Hazreti Aişe'nin üzerinde
siyah bir başörtüsü gördüm" (tabakat-ı ibn saad) rivayeti bize bu konuda
örnek sayılır.
Elbisenin sade olması istenirken, tabiî ki çirkin olması da
kastedilmemektedir. İslâm, pejmurde bir kıyafeti de öngörmez. Elbise; lüks
olmayan, saygı uyandırıcı, bakanların hafife almalarını engelleyici, bedeni
yakıştırıcı özelliklere de sahip olmalıdır. İşte bu anlayışla, giyilen elbise
ideal giyimdir.
8. Bir diğer özellik de kadının örtüsünden parfüm ve güzel
koku gelmemelidir. Çünkü bir kadının elbisesinden güzel koku gelmesi erkekleri
cezbeder. Bir hadîsi şerifte peygamberimiz: "bir kadın güzel koku
sürünerek erkeklerin arasından geçer ve erkekler o kokuyu alırlarsa o kadın
zânidir (zina yapan)." (kütüb-i sitte, ibrahim canan, 7/521) demiştir.
Dinimiz kadının parfümlü elbise giymesini kendi cinsleri
arasında veya kocasına karşı helâl görülür. İslâm, kadınların sokaklarda
parfümlü giysilerle arzı endam etmesini ve kıyafetine koku sürünüp bunu
erkeklere hissettirmesini yasaklamıştır.
9. Müslüman kadının elbisesinin boyu da itidalli olmalıdır. Dinimize
göre kadının elbisesi ne kısa, ne de yerde sürünecek kadar uzun olmalı,
topukları kapatacak hizada bulunmalıdır. Elbise, avret yerleri örtecek
uzunlukta olmalıdır.
Giyilen kıyafet, kadının baştan ayağa kadar olan kısmını
örtmelidir. Bacaklarını tamamen örtmeyen bir etek giydiği halde "benim
eteğimin uzunluğu dizkapağımın altına ulaştığı için örtünmüş sayılırım"
şeklinde düşünenler yanılgı içindedirler.
Bahsettiğimiz gibi kadının avret kısmı diz kapağına kadar
değil ayaklara kadar (bacaklar da dahil) olan kısımdır. En azından uzunluğu
dirseklerin altına kadar uzanan eteğin altına, kalın ve cildi belli etmeyen
çorap giyilirse örtünme ifa edilmiş olur.
Çarşı-pazarda, gayet uzun olduğu halde yırtmaçlı etek
giyenleri de görüyoruz. Her adım atışında bacakları yırtmaçtan görülen
kadınlar, peygamberimizin buyurduğu gibi "giyinik çıplaklar"dır. Onların
mini eteklilerden farkı yoktur.
Günümüzde örneklerini gördüğümüz, çarşaf ya da ayak topuklarına
kadar uzanıp yerde sürünmeyen tesettür kıyafetleri bu konuda ideal giysilerdir.
10. Elbise, insanı soğuk ve sıcaktan koruyacak özelliklere
sahip olmalıdır. Hanefî fukehâsı "mükellefin (erkek ve kadının) avret
mahallini örtecek, sıcak ve soğuktan gelebilecek her türlü zararı ortadan
kaldırabilecek şekilde giyinmesi farzdır." hükmünde müttefiktir.
Allah'ın insana emanet olarak verdiği bedeni, dış etkilere
karşı koruyucu elbise giymek de Müslümanın önemli görevlerindendir. Müslümanlar
yaşadığı coğrafyaya göre elbiselerini seçerler. Arabistan'da yaşayan bir Müslüman ile kuzey kutbunda yaşayan bir Müslümanın (soğukluk ve sıcaklık
açısından) aynı elbiseyi giymesi mümkün değildir. Ama elbiselerde aranan ortak
özellik; elbiselerin avret yerlerini kapatıp, vücut hatlarını belli etmeyen
bollukta olmasıdır.
11. Müslüman kadın, islâmi bilinçten kaynaklanmayan moda ve
modern asrın zevklerine göre değil, kendi inançlarına uygun elbiseleri seçmesi
inancının bir gereğidir. Kadının tesettüre uymasında ki amaç; Allah'ın rızasını
sağlamaktır. İslâmda giyimin durumu da "ameller ancak niyetlere göredir. Herkes
yaptığı niyete göre karşılık görür.." hadîsin de belirtilen ölçü
dahilindedir.
Yani bu dünyaya denenmek için gelen kişiler, giyimiyle kimi
taklit ediyorsa onunla beraber haşrolunacak, onların safında yeralacaktır.
12. Vahşî hayvanların deri ve kürklerinin elbise olarak
kullanılmayacağı fıkıh kitaplarında yer almaktadır. Peygamber efendimiz, vahşî
hayvanların derilerinden yapılan kürk ve samur gibi elbiseleri Müslümanlara yasak
kılmıştır.
Lüks bir giyim olan vahşi hayvanların derilerinden yapılan
kıyafet hem hüküm bakımından, hem de dikiş yönünden islâma ve hicâba aykırıdır.
ALLAH RAZI OLSUN..MÜKEMMEL ANLATIM..İŞTE TAM TESETTÜR BUDUR..BUNU GÖRÜP DE İŞİNE GELMEYENİN VAY HALİNE..BEN BİLMİYORDUM DEMEYE HAKKI YOK.. VALLAHİ RABBİM SORAR HESABINI..
YanıtlaSilbir pardesum var diz altıma kadar iniyor tam dizimin altında bitiyor, onun altına kalın bir çorap giysem uygun olur mu? ' Demişsiniz ki 'En azından uzunluğu dirseklerin altına kadar uzanan eteğin altına, kalın ve cildi belli etmeyen çorap giyilirse örtünme ifa edilmiş olur.' demişsinizde merak ettim,çorap da diz altının şeklini belli etmez mi? Çoraplar bacağı sarar çünkü, aydınlatırsanız sevinirim:)
YanıtlaSilAllah razı olsun yazıyı derleyip paylaşandan , detayına kadar her şey anlatılmış gerçekten.Çok açık ve net bir şekilde tesettür giyimin nasıl olması gerektiği anlatılmış.
YanıtlaSilteşekkür ederim
YanıtlaSillayıkıyla anlatılmıs her şey gayet acık ve net ALLAHc.c. razı olsun..
YanıtlaSilgüzel yazı elinize sağlık
YanıtlaSilAllah razı olsun ALLAH her bayan'a nasip etsin örtünmeyi inşallah
YanıtlaSilgayet net güzel anlaşılır bir yazı olmuş elinize sağlık
YanıtlaSilçok teşekkür ederim. daha 6.sınıf öğrencisiyim kapanmayı çok istiyorum sizin sayenizde bu dileğim gerçek olucak inşallah allah sizden razı olsun
YanıtlaSil